İlk yazım …

Evet, bu benim ilk yazım. Ne zamandır bir blog açmak istiyordum, nasip bugüneymiş…

Ben bir yazılım mühendisiyim. Yazılımın hemen her yönüyle ilgilendim ve profesyonel olarak çalıştım; tecrübesiz programcılıktan başlayıp, mimar, proje yöneticisi, eğitmen, müdür vs. pozisyonlarında bulundum. Yurtdışında çalıştım, 2001’den bu yana da Türkiye’de çalışmaktayım. Bazen tam zamanlı bazen de serbest çalıştım. Üniversitede asistanlık yaptım, küçük şirketlerde çalıştım, GE gibi büyüklerinde çalıştım.  İlk başlarda C ve C++ ile ve çıktıktan sonra da Java ile kod geliştirdim, projeler yaptım.  Nesne teknolojileri ve uygulama dili olarak da Java, profesyonel tecrübem içinde en önemli yeri tutuyor.

Entellektüel amaçlı başka dillerle ufak-tefek kaçamaklarım dışında  Java’yı ilk çıktığından bu yana kullanıyorum. 1995 Mayıs’ında, Java’nın ilk resmi sürümü çıktığında ben C++ bilgimi geliştirmeye çalışıyordum. O dönem ABD’deydim, masterda “Software Engineering” dersi alıyordum ve aslen Türk olan hoca da Java’dan sıklıkla bahsediyordu. Daha sonra ilk Java kitabımı aldığımı hatırlıyorum:  The Java Tutorial: Object-Oriented Programming for the Internet. (1996). Campione, Mary & Walrath, Kathy.  Addison-Wesley. ISBN: 0-201-63454-6. (O günlerden bugüne bu kitabın pek çok baskısı çıktı. Uzun süredir, 3 cilt olarak http://java.sun.com adresinden html seti olarak da indirilebilir halde. Java’ya yeni başlayanlar için güzel bir kaynaktır.)

O günden bu güne kesintisiz Java dünyasında oldum, farklı rollerle tabi. Son zamanlarda ise Java ve ilgili teknolojileri öğretiyorum. Java çok zevkli, öğrenmesi de öğretmesi de. Java çok daha entellektüel bir zihin gerektiriyor. Java ile program yazmanın zeka bilmecesi ya da problem çözmeden pek bir farkı yok aslında. Problemli tarafları da yok değil tabi, konfigurasyon mesela. Basit bir Java projesinde bile pek çok konfigurasyon dosyasıyla uğraşmanız, classpath vs. problemlerini halletmeniz gerekir. Program yazmak, yazılım geliştirmek zaten apayrı bir iştir ya da eğlencedir. Ne olursa olsun, bir programcının çalışıp çabalayıp, bilmem kaç defa programını düzeltip, bilmem kaç defa da sunucusunu kapatıp açtıktan sonra programının çalıştığını anladığı anda yaşadığı sevinç tarifsizdir, görülmeye değerdir. Ben hala bu gibi durumlarda, ortama göre alkış, bağırma vb. gibi şeyler yaparım mesela…

Evet, dediğim gibi uzun süredir bir blog açmayı düşünüyordum, ancak elim erdi. İnşallah burasını Java ve ilgili konular noktasında zengin bir kaynak haline getirebilirim.

Toplam görüntülenme sayısı: 1276